Yukarıdaki videodan da görebileceğiniz gibi kendi kendime “ay çok duygusalım wow, 25 yıl, wow, ay duygulanıyorum neler yaşadım” gibisinden bir video çekecektim. Hatta çektim. Yani izlediniz çekmişim işte ama kalas biri olduğumdan durum 3 dakika 11 saniyelik bir son dakika değerlendirmesine dönüşmüş. Eee bazılarımız kalas, bazılarımız benim gibi ekstra kalas ve yapacak bir şey yok…
Bu siteyi 2013 yılında 19 yaşındayken açmıştım. Arada belirli aralar versem de – ki bu çok olmadı şimdi hakkımı falan yemeyin lütfen!- ilham bazında her türlü heyecanıma burada yer verdim. Yani günlük tutmadım ama bu site vardı zaten günlük yerine.
Şimdi 25. yaşımı bitiriyor olmam biraz göğsüme yumruk yemişim hissi yaratıyor. Ama bu gerçek hissim mi yoksa zamanımızın bana/bizlere dayattığı; hatta boğazımızdan aşağıya zorla soktuğu bir “sahte gerçek” mi bilmiyorum.
Sosyal medya sağolsun öylesine çok fazla “16 yaşında yaşında 45 milyon dolarlık fırça seti anlaşması yaptı” ya da “17 yaşında ve lüks bir ada satın aldı” gibisinden haberleri okuyoruz ki (zaten ada satın almayan kaç kişi kaldık?); 25 yaş gayet genç bir yaş olmasına rağmen normal standartlarda yaşamak bile Parasite filmindeki ailenin üyelerindenmişiz gibi hissettiriyor. Sanki bir sonraki kıyıya yüzmek için geç kalmışız, bir daha kazanamazmışız, yüzsek bile boğulurmuşuz gibi.
Değersiz hissettiriyor. Geç kalmış hissettiriyor. Bu deli gibi göğsümü sıkıştırıyor.
Peki sahiden geç mi kaldım?
25 yıla dolu dolu bir dolu şey sığdırdım. Çok güzel konserler sığdırdım. Birbirinden güzel elbiseler sığdırdım. (heheh biliyoruz hepimiz obsesyonumu…) buradan “emmilere selam” yapmak gibi olacak ama birbirinden güzel dostlar kazandım; Gözde, Esra, Kübra, Nurdan -a.k.a. Fooduristik, Tuğçe, Bahar, Merve ve Mesut… -okurlar mı bilmem burayı ama okurlarsa görsünler isterim…- ve 9 yıllık bir kariyer sığdırdım aslında.
Eğer çocuk yıldız falan olmak gibi bir planım yoktu ise -ki bildiğim kadarıyla yoktu?- 25 yıl için bunlar fazlasıyla yeterli olmalı. Ama bir şekilde yetersizmiş gibi hissettiriyor her şey.
O geç kalmışlık hissi göğsümü sıkıştırsa da kürek çekmeye devam edeceğim.
Belki bir yere varmaz. Ki varması tek dileğim ve yeteri kadar azimle devam edilirse olacağına inanıyorum. Belki de devam etme motivasyonu olarak “inanmak istiyorum.”
Ya da vazgeçmek için yeterince cesur değilimdir.
Birilerinin dönüp “bu neye kürek çekiyor böyle” demelerini umursamak istemiyorum. Kulaklarımı kapıyorum. Nereye kadar gidecekse gitsin böyle. Daha kaç kez tekrar etmem gerekecekse gereksin.
Sonuçta “Zaman düz bir çemberdir.Yaptığımız veya yapacağımız her şeyi tekrar yapacağız”.
Ve ben bundan zerre korkmuyor ya da pişmanlık duymuyorum.
Hoşçakal 25 ve hoşgeldin 26!
Instagram: https://www.instagram.com/multibabydoll/