Yıl 1992, objektifin arkasında efsanevi Steven Meisel, önünde Naomi Campbell, Kristen McMenamy ve Nadja Auremann gibi döneminin en harika modelleri. Marc Jacobs ‘ın Perry Ellis için yaptığı efsanevi koleksiyon ve o yılların en etkili atmosferi ise tüm çekimin arka planında: Grunge.
Havalar bir anda soğuduğundan; kışlıkları şu zamana kadar çıkarmamış tembel bir insanın abartılı üşümesi veya yeterli ilhamı bulamama sorunu kafamızda dolaşıyor olabilir. Ama bir kaç sezondur yükselen trende baktığımızda (aslında trendleri boşverelim lütfen) ya da safkan bir ilham ihtiyacımız olduğunda, Steven Meisel’in Vogue Aralık 1992 sayısı için çektiği bu kareler ufuk açıcı nitelikte.
90’lar denildiğinde akla ilk gelen moda çekimlerinden biri olması şaşırtıcı değil. Zira insanlar şaşkınlık sınırlarını zaten Marc Jacobs’ın Perry Ellis için tasarladığı grunge koleksiyonuyla zorlamıştı. (ki hatırladığım iyi oldu, bir ara o koleksiyonu da buraya koyayım)
Kalın oduncu gömleklerini incecik ve zarif ipek elbiselerle buluşturmak? Üzgünüm, tabii ki de bir kaç sezon önce Hedi Slimane‘in Saint Laurent koleksiyonunda ilk kez gerçekleştirdiği bir şey değildi bu.
Marc Jacobs‘ın hemen her yaptığı kural tanımaz harekete aşığım. Ama kendisinin yaratıcı zekasına olan hayranlığımın kökenleri işte bu Sub Pop temelli döneme kadar dayanıyor.
Yakın, hem de çok yakın bir zamanda bu çekimin bir benzeri günümüzün popüler modellerinden Saskia De Brauw ile gerçekleştirildi (ya da gerçekleştirilmeye çalışıldı ! )… Ama maalesef ki, ne bu çekimdeki ne Kristen McMenamy‘nin (ki kendisi insan değil kesinlikle, tüm zamanların en güzel uzaylılarından) o dönemin ruhunu birebir yansıtan provokatif duruşu, ne Naomi Campbell‘ın masum ve umursamaz ifadesi ne de Nadja Auremann‘ın çekiciliği vardı. Steven Meisel’in en iyi yaptığı şeylerden biri olan, özgür ruh halini fotoğraf karesinde gösterebilme maharetine değinmiyorum bile… İşte bu yüzden bu çekim halen bu kadar ikonik.
Şimdi her bir kareyi zihne kazıyıp ilham alma zamanı…
MÜŞRA DEMİR