Kitap okumanın zamanı, vakti, sezonu olmaz tabii ki ancak hayatımda her şeye yaptığım gibi okumaya da biraz ara vermiştim. Neyse ki geri döndüm! Üstelik ilhamımı yine tanıdık sularda; ütopyalarda, müzikte, çizgi romanda ve yer altı edebiyatında arıyorum.
Peki Multibabydoll bu aralar ne okumanızı öneriyor? Buyrunuz:
NOT: Bu liste Eylül’e kadar düzenli olarak güncellenecek, yeni kitaplar eklenecek o yüzden takipte kalın!
Patrick Melrose Serisi
Edward St. Aubyn’in Patrick Melrose karakterinin methini aslında bayağı uzun zamandır duyuyordum. Ama kitapları okumam; Benedict Cumberbatch’ın dizi uyarlamasında karaktere hayat vereceği haberiyle aynı döneme denk geldi. Never Mind, Bad News, Some Hope, Mother’s Milk ve At Last adlarını taşıyan 5 kitaptan oluşan seri, en klişe tabirle bir solukta bitiyor.
Kitaplarının ana karakterlerinde aslında kendilerini ve hayatlarını anlatan yazarlara bayılırım. (Bu bayılma olayı Bret Easton Ellis kitapları ile başladı tabii). Edward St. Aubyn de Patrick karakterinde kendisini anlatıyor aslında.
Patrick babası tarafından küçüklüğünde travma yaratacak kötü muameleler gören bir çocuk. Aynı zamanda aristokrat olan Patrick; bunları unutmak için madde bağımlısına dönüşen ama bu sırada o ince mizah anlayışını bizden esirgemeyen bir karakter. O vurdumduymazlığı, iğneleyici tavrı ve karizmasıyla bayıldığım Patrick karakterine; dizi sonrası Cumberbatch yorumu ile daha da aşık olacağıma eminim.
Kitapların şu anda Türkçe çevirisi yok. Orijinal diliyle okumak isteyenler ise Pandora’dan edinebilir veya PDF olarak okuyabilir. Ben PDF formatında yolda okudum ancak fiziksel olacak da Benedict’in kapakta olduğu versiyonlarını en yakın zamanda edineceğim! (Zaten dizi muhtelemen yayınlanmaya başladığında burada da raflarda görebileceğiz seriyi.)
Fahrenheit 451
Lise yıllarında okuduğum bu kitap (Lise 2 olması gerek) geçen ay yeniden elime geçti. Evet her değerli kitapta olan şey oldu. Her şeyi hatırladığımı sanıyordum ama bir kez daha okuduğumda her satırı yeniden keşfettim; tüm bunlar yetmiyormuş gibi yeniden etkilendim!
Aslında 50’li yıllarda yazılan kitap tek kelimeyle “kült”!
Adını kağıdın yanma derecesinden alan kitapta, kitapların itfayeciler tarafından yakıldığı, insanların sadece televizyonda beyin yıkayıcı şovlar izlediği ve kitap bulundurup düşünen insanların yok edildiği ütopyadayız. Bir gün yaptığı işi sorgulamaya başlayan Guy Montag karakteri ile birlikte o büyüleyici evrene sizin de keyifle dalacağınıza eminim.
“… bitişik evdeki kitap, dolu bir silahtır. yakın gitsin. silah ateş etmesin. adamın kafasını koparın. iyi okumuş bir adamın hedefi olmayacağını kim bilebilir ki? ben mi? ben böylelerini hazmedemem, bir dakika bile… sonunda tüm dünyada evlerin hepsi yanmaz duruma getirilince, eski amaçla itfaiyecilere gerek kalmadı. o zaman onlara yeni bir görev verildi; barışın koruyucuları olarak, resmi sansürcüler, yargıçlar, infazcılar oldular. işte sen ve ben bunlardan biriyiz…”
NOT: Kitabın bir de sadece yakılınca okunabilen bir versiyonu var. Acaba istek listeme mi katsam?
Bruce Springsteen – Born To Run
Springsteen ya da onu daha çok çağırmayı sevdiğimiz adıyla “The Boss” bu kez karşımıza otobiyografisiyle geliyor. Kim böylesine muhteşem bir adamın hayatını kendi kaleminden okumak istemez ki? En azından şimdiye kadar kendisine vakıf olamadıysanız bile bu kitapla işe başlayabilirsiniz. (Hiç olmadı -hemen daha çiğ bir yönden giriyorum- adam bu yaşında nasıl taş gibi görünüyor hala bir bakın. Hatta buradan bakın.)
Black Panther – Ayaklar Altında Bir Ulus
Yaz ayları çizgi romansız olmaz. Aslında hiçbir zaman çizgi romansız olmaz! Marvel’in son bombası Black Panther’in Türkçe’ye çevrilen bu baskısından daha iyi bir plaj seçimi düşünemiyorum. Filmin Kendrick Lamar imzalı enfes soundtrack albümünü de açın arkadan; doya doya okuyun. Wakanda!
Glamorama
Favori yazarlarımdan Bret Easton Ellis‘in Glamorama’sından daha iyi bir plaj seçeneği düşünemiyorum! Herkes American Psycho/Amerikan Sapığı‘na bayılır ama bence asıl vahşi ve çarpıcı olan Glamorama‘dır! Ağzım bir karış açık; soluksuz okuduğum bu ahlaki çöküş/gerilim öyküsünün saykodelik hikayesinin sizi beyninizin tekinsiz noktalarına götüreceğine eminim. Tabii ki eğlenceli bir şekilde!
Metallica Metalin Şeytanları
Aslında henüz kitabı bitirmedim (Zaten çok iyi biliyorum. Tamam şaka yapıyorum, bunu demeyeceğim.) 110 milyona yakın CD ve albüm satan bu kusursuz grubun eğlenceli tarihçesini herkesin öğrenmeye ihtiyacı var bence. Hem de bestseller bir versiyondan!
MÜŞRA DEMİR
https://www.youtube.com/multibabydoll
https://instagram.com/multibabydoll/
https://twitter.com/multibabydoll_
https://www.facebook.com/Multibabydoll/