“Jeremy spoke in class today”…
Neyse ki 2013 sezonu şipşak geçti. Geçmişi bırakıp geleceğe bakmanın zamanı olduğuna göre bu eylemin uygulanabileceği en zevkli alan da moda.
Uzun süredir radarımda olan bir isim Jeremy Scott. Spor esintili görünümlerden hiç hoşlanmamama ve kendisi de bu alandaki devlerden Adidas’la yaptığı işbirliğiyle kült konuma ulaşmasına rağmen kendisinin diğer tasarımlarına aşığım. Zira tasarımları alabildiğine dişi, pek punk ve vinil-deri vb. taptığım tüm dokuları çekinmeden kullanıldığı parçalar.
Kendisine aşık olmam ise, karşılaştığım çoğu tasarımının dizüstü çizmelerle tamamlandığını görmemle oldu. Çünkü çizme severim, ama dizüstü ise daha da severim. (burada yurdum Kezbanlarının giydiği sıfır topuk,genelde bej rengi olan kapaklı çizmelerden bahsetmediğimin altını çizerim)
Neyse efendim, spring 2014 için iç açan, bir anda insanın içini enerji dolduran tasarımları olduğu gibi, Fall’u da düşünmek gerek (bkz. Yaz bu kadar hızlı geldiyse kimbilir Fall nasıl gelir, amanın!) ama onu da bizim yerimize Scott düşünmüş.
Her iki koleksiyon da (Fall 2014 defilesi yeni gerçekleşti ayrıca) kesinlikle harika desem bu kadar orijinal bir koleksiyon için çok mu klişe olmuş olurum?
Scott Adidas’daki tarzını aşmış, Moschino için tasarlamaya başlaması ve muhtemelen bu yüzden modaevinin tüm arşivini hatim etmiş olması meyvelerini vermiş. Sanki geçmişe oranla daha da punk, daha glam, daha da asi olmuş koleksiyonu.
Bayanlar için olan tasarımlarını geçtim, erkekler için de harika işler çıkarıyor bu adam! Keşke sokaktaki her erkek bir Philipp Plein ya da Jeremy Scott defilesinden fırlamış gibi görünse, ama hayallerde de yaşamak istemiyorum tabii.
Sonbahar koleksiyonu ise açık konuşmak gerekirse esas favorim. Yaz için olan parçaları bile sollamış. Adam bariz nerd yahu, dolayısıyla cosplay olayını tasarım estetiğiyle buluşturuyor resmen (bir TV reklamı gibi konuştuğumun farkındayım).
Dizüstü bağcıklı spor çizmeler ve geriye taranmış ıslak saçlar müthiş bir femme fatale görünümü yaratırken, devreye giren Leeloo Dallas’vari (bkz. Fifth Element, ve hatta bir daha bkz. blogumun adının ilhamı) beyaz bağcıklı mayo olaya birden bire Super Woman etkisi katıyor. İşte ben bu adamın bu özelliğini seviyorum.
Earth Sucks yazılı bluzun totaldeki görünümde yarattığı espriyi ya da Watchmen’in Spectre’sinin kostümünü kendi hayalgücüyle mükemmelleştirdiği mayoda yeniden yorumlamasını… Kısaca bu adamın referans aldığı herşey benim de şahsi zevkime birebir uyduğundan hayranlıkla izliyorum, izlemeye de devam edeceğim.
Ayrıca eminim ki Jeremy ileride, adını daha çok devler arenasında duyurabilecek. Tıpkı o Pearl Jam şarkısındaki gibi, bu koleksiyonlarıyla; “Jeremy spoke in class today”…
MÜŞRA DEMİR