INDIE KOMEDİ ADULT WORLD

INDIE KOMEDİ: ADULT WORLD

Uzun süredir izlerken beni hem eğlendirecek hem de dinlendirecek bir film arıyordum. Yani arayış içinde değildim tabii de, bir türlü rast gelemiyordum bu tarz filmlere. Geçtiğimiz güne kadar…

Adult World filminden bahsediyorum. Zaten açıp da kadroya baktığınız zaman, John Cusack‘ı görecek ve yukarıda bahsettiğim türde bir film olduğuna kani olacaksınız. John Cusack yahu! Bu adamın insanı mutlu etmeyen bir filmi var mı? Bu adamı görmek bana her daim huzur veriyor!

Adult World, tam olarak bir indie komedi olarak adlandırılabilir.

Baş karakterimiz Amy, okulundan büyük umutlarla mezun olmuş bir yazar adayı. Hayranı olduğu yazarlar gibi derinlikte cümleler kurup, yarışmalara katılıp birinci gelerek saygı duyulan bir yazar olmanın derdinde. Kariyeri adına adeta çırpınıyor ancak tek olumlu bir gelişme bile yok. Her zaman arkasında olan ailesi de kızın yarışma masrafları, kaşe paralarıydı derken suyunu çeken paraları görünce desteklerini çekmeye karar veriyorlar.

 

Bir şekilde para kazanmaya devam etmesi gereken Amy de şans eseri -ve pek çok gelgitten sonra- bir porno/seks oyuncakları dükkanında çalışmaya başlıyor. (Aslında uzatmadan lafı direkt Erotik Shop mu demeliydim?) Çalıştığı yerdeki insanlar da pırlanta kalpli insanlar; erotik shop’un sahipleri olan yaşlı çift zaten tatlı ama asıl tatlı olan oranın diğer genç çalışanı Alex tabii. Ehm.

Kızımız bu sırada öncesinde biraz ayıp ettiği sonrasında en yakın arkadaşı olacak Rubia ile tanışıyor. Ama asıl bomba hayranı olduğu yazar Rat Billings‘in ev adresini öğrenmesiyle başlıyor.

Tam anlamıyla hardcore bir fan olan Amy, Rat’in çırağı olmak; ondan yazarlık anlamına pek çok şey öğrenmek ve bir yayıncı bulmak istiyor ancak bu Rat dediğimiz şahıs (evet John Cusack’ın ta kendisi) İngilizce’de tam anlamıyla “asshole” şeklinde tabir edilen abilerimizden. Hoş değil. Hiç hoş değil.

Filmi daha fazla anlatmak olmaz. Güzel bir banyo sonrası yatıp izlemeniz gerek. İşte o güzel tadı bırakan filmlerden. Her şeyden öte filmin atmosferini çok ama çok beğendim. Sanırım tam şu sıralar içinde yaşamak istediğim atmosfer tasviri. Hem karmaşık hem sakin.

Emma Roberts, Amy karakterinde hem çok iyi hem de çok sevimli. Amy karakterini kendime birazcık fazla yakın bulmamdan dolayı da sevmiş olabilirim tabii filmi. Biraz fazla -çok fazla- heyecanlı ve sabırsız, modunda olmadığında başka insanları kırmaktan garip bir şekilde zevk alabilen sonrasında ışık hızıyla bundan pişman olabilecek kadar değişken, hayallerinin peşinden ne olursa olsun koşmaya programlanmış bir karakter Amy.

Bir de üstüne hayranı olduğu insana olan sevgisi, onun kafasının içini açıp içindeki her şeyi almak isteme seviyesinde. (Bunu dile de getiriyor.) E bunlar da onu sevmem ve yakın bulmam için yeterli tabii.

Rat Billings rolünde John Cusack -a.k.a. Bebeğim- kendisinden gerektiği gibi nefret ettiriyor. Tam bir “gençliğini Grunge döneminde yaşamış günümüz celebrity’si” olmuş.

Evan Peters -a.k.a. Bebeğim No. 2– pırlanta kalpli komşu çocuğu potansiyeliyle yine gülümsüyor, sadece gülümsüyor durduramıyoruz. Şaka tabii, yer yer Alex’e de sinir olmadım değil. Amy’nin tam tersi sakin ve yaşına göre olgun bir karakter. (Ayrıca Evan Peters ve Emma Roberts bu filmde tanışıp aşık olmuşlar. Şimdi halihazırda 4 yıldır beraberler, bir de üstüne evleniyorlar bu yaz. Pes! Bana da rol bulun ben de indie bindie bir filmde oynamak istiyorum!)

Rubia adlı travestiyi harika canlandıran Armando Riesco‘ya ise tek kelimeyle bayıldım! Açık ara filmdeki favori karakterim oldu kendisi.

Tabii söz konusu şiir olunca filmdeki diyaloglar da oldukça güzel.Özellikle Rat Billings sözünü sakınmıyor, bunu yaparken de tek kaşınız havada okuduğunuz cümlelere imza atıyor. E çalıştıkları yer de bir porno dükkanı olunca yer yer kıs kıs gülmekten kendinizi alamıyorsunuz.

 

Amy bir Sylvia Plath hayranı, dolayısıyla kafasını fırına soktuğu an oldukça güzel bir detay.

Kışı uğurladığımız şu son günlerde, izleyeceğiniz son kış filmi bu sevimlilikte olsun bence. Dingin, güzel, sevimli -ve minnoş ve belki biraz da çerezlik-… Benim için çerezlik değildi film, beğenmeme ihtimalinize karşı diyorum bunu. Çerezlik değildi zira…

 

 

Sev. Nefret edene kadar sev. Sonra aşkından nefret etmeyi öğren. Sonra da bunu sevdiği için nefretini affet.

Zira özellikle şu sıralar bir şeylerin peşinden yılmadan koşturuyorsanız ve aslında kimseye göstermeseniz de çok yorulduysanız; başarının hiç de öyle kolayca gelmediğini, peri masallarının sadece hayalden ibaret olduğunu gayet gerçekçi ve içinde bulunduğumuz hayatlar kadar sıradan bir şekilde anlatan bir film olmuş. Hepimiz kendimizin özel olduğundan eminiz ve bunun aksini iddia eden bir durumda hemen parçalanmaya hazırız. Güç verdi mi? Evet.

İyi seyirler.

MÜŞRA DEMİR

https://instagram.com/multibabydoll/

https://twitter.com/multibabydoll_

https://www.facebook.com/Multibabydoll/

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
Kış bohemi: Charlotte Kemp Muhl