Karanlıkta bir kurt: Reignwolf!

Öyle her keşfettiği isme atlayan biri değilim. En azından, hakkında oturup da uzun uzun yazacak kadar. Zaten ne kadar sık çıkıyor ki, uğruna dinlemesi okuması yazması; dakikalar,saatler,günler ve hatta aylar sürecek adamlar?

Tamam lafı fazla dolandırmadan burada bulunma nedenimizi açıklayalım. Reignwolf.

Evet, ismini görmesi, okuması bile ayrı bir zevk veriyor. Nerede, ne şekilde bu harika oluşumun müziğiyle tanıştığımı hatırlamıyorum. Ama işte, bir şekilde yolunuzu buluyorsunuz. Ya da iyi müzik sizi buluyor, her ne derseniz…

Reignwolf aslında Jordan Cook isimli ayaklı yetenek abidesi şahsın projesi. Kendisinin 2010 çıkışlı Seven Deadly Sins adlı bir albümü var. Merak edenlerin kesinlikle ama kesinlikle bu albüme de bakmasını tavsiye ederim.

Ama mevzu bahsimiz olan Reignwolf sanki çok farklı bir lezzette. İlk tanıştığım an, Music Midtown’daki Are You Satisfied? performanslarıydı. Sadece arka planda çalması için açmışken, bir anda hipnotize olmuş şekilde bu yağmur altındaki bu müthiş performansa tutulup kaldım. Tutulup kalma nedenim bana hafiften bir Jack White dinliyor hissi vermesiydi, ama asıl büyük neden sanki birazcık 90’lar Seattle atmosferi de vardı üstlerinde?

 

Nitekim o bana ucundan Pearl Jam ve (bittabi) Soundgarden duygusu vermelerinin bir nedeni varmış. Esas adamımız Jordan Cook bir Seattlesever. Daha da ötesinde bir Soundgarden aşığı. Ve tüm bunların daha daha da ötesinde Soundgarden basçısı Ben Shepherd ile dostlukları bayağı sıkı.  (Head Down kendisinin favori Soundgarden parçası, bunu da belirtelim.) Tüm bu etkileşimlerin müziğine ve sahnedeki tavrına da yansıdığını düşünüyorum.

Bir başka etkileşim olarak da Black Sabbath gösterilebilir. Zaten bir süre Black Sabbath’ın ön grubu olarak yer almışlıkları da var. O kısıtlı miktarda hissettiğiniz karanlık sound, işte bu etkileşimin meyvesi olabilir. Tüm bunlarla birlikte Rolling Stone dergisi Jordan Cook’u “Eğer olmak isterse, Jimmy Page mi yoksa Robert Plant mi olmak ister karar veremeyecek olan adam” şeklinde tanımlamış. Kaldı ki bunu da katarsak, sırf son 2 paragrafta saydığım isimlerden bile Reignwolf’un ana hatlarını kafanızda çizebilirsiniz diye düşünüyorum.

Şarkı sözleri etkileyici, Jordan Cook’u tüm bu sözleri söylerken gitarıyla izlemek ise ayrı keyif. Nitekim baterist Joseph Braley ve gitarist Stitch (David Rapaport) de başlı başına günlük ilham kotanızı dolduruyorlar.

Logoları ise zaten yine “karizma konusunda maça 4-0 önde başlamak” konulu dersten bir örnek gibi. Oldukça başarılı ve ilerleyen zamanlarda tişörtlerde gururla taşınabilecek cinsten.

Şimdiye dek çıkan 3 single’ları var. Are You Satisfied?, In The Dark ve Lonely Sunday. Hepsi de kapak tasarımlarından şarkıların kendilerine kadar ayrı güzel ancak benim favorim kesinlikle In The Dark. Yaz sonrasında yeni albüm çıkarmayı düşünüyorlar; bu açıdan bakıldığında elimizde bizi o zamana dek mutlu edecek sadece 3 single olması üzücü. Ama neyse ki ilgilenecekler için belirtmek gerekirse, bir çok platformda tonla canlı performans kayıtlarını bulmak mümkün.

Canlı performans demişken, benim için gerçekten önemli olan kıstas canlı performanstır. Sırf ekran başında bile böylesine heyecanlandırıp etkileyebiliyorsa Reignwolf’un enerjisi ve müziği; kanlı canlı görüldüğünde nasıl bir etki yaratır düşünmek dahi istemiyorum! Ya da istiyorum ama o zaman geldiğinde görelim.

 

En azından benim izlediklerimden tespit edebildiğim; Jordan Cook’un seyirci ile iletişimini tanımlayabilecek kelimenin “fantastik” olduğu. “Kendim çalar kendim söylerim, çok da iyi beceririm” tavırları ise bana %90 Jack White, %10 Chris Cornell hissiyatı verdiğinden Jordan Cook’un adını ileride daha çok duyacağımızı, kızların kendilerini parçalayacağını ve kendi yollarından gelecek pek çok müzisyene ilham vereceklerini öngörmek hiç zor değil.

Reignwolf’u daha çok görmek, bu yazının haklı çıkması ve bir de üstüne canlı dinleyebilmek dileğiyle…

 

 

MÜŞRA DEMİR

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
CAGE THE ELEPHANT’IN GERİ DÖNÜŞÜ: SOCIAL CUES