Gecenin karanlık bir noktasından yeniden merhaba. Bu kez mini molam tembelliğimden değil, kısa bir teknik arıza nedeniyle gerçekleşti.
Neyse ki yine, yeniden buradayım. Belki birazcık değişmiş şekilde?
Tabii ki karantinada hangimiz değişmedi ve/veya gecenin karanlığında hangimiz saçmalamıyoruz ki?
Ama ben günün birinde açıp okuyacağım bu mektubu daha ulu orta yazmayı tercih ediyorum tek nedeni bu.
Karantinada ya da burada olmadığım dönemde neler yapıyorum? Daha çok okuyorum, daha çok yazıyorum, gitara vakit ayırıyorum, şimdiye dek izlemeye vaktim olmayan dizileri/filmleri eritiyorum, yan projelerime ağırlık veriyorum…
Biliyourum ki sistematik bir şekilde çalışırsam mutlaka ki bir şeyler olacak.
Bu karantina döneminin bana kötü geldiğini söyleyemem. 2011 yani toplamda 9 yıldır çalışan biri olarak… Herhalde kötü geldiğini söylemem nankörlük olur. Yeniden dinleniyor yeniden büyüyor gibiyim. Hatta yuvarlak bir hesapla bende Rehab etkisi yarattı diyebilirim.
18 Ağustos 2019’da bir yazı yazmışım Bir Film, Bir Belgesel ve Kendimi Yeniden Bulmam Üzerine diye…
İlhamımı her zaman filmlerden, dizilerden, şarkılardan, görsel işitsel tüm kaynaklardan alan biri olarak tabii ki neredeyse 1 yıl önceki bu aydınlanmam beni şaşırtmıyor.
Tamamen olmak istemediğim, zamanında uzaktan bakıp eleştirdiğim o insanlara dönüşümümü lanetlemişim o yazıda. Aradan geçen 1 yılda bu sorunu çözmeyi, fabrika ayarlarıma geçmeyi başardım.
Karantina boyunca birbirinden “survival” yapımlar izledim. Breaking Bad, Better Call Saul, Fargo…
Hepsi de her ne olursa olsun asla vazgeçmeyen, tırnaklarıyla kazıyan ve savaşan insanlarla ilgili. Yani sizin pes edip bırakacağınız noktada koşmaya devam edenler. (Ki tembel, pes eden, sürekli depresyonda olan herkesle ilgili garip bir nefret var içimde belki bir hastalıktır bilmiyorum…)
Bu kez ilhamım -karantina günlerimi geçirmem nedeniyle belki de- Walter White karakteri. Artık kendimi bulduğuma göre geriye bir tek savaşmak kalıyor. Sonunda ne olursa olsun artık.
Kazanan her şeyi alır. Geriye kalan her şeyi kaybeder. Bu kadar basit bir matematik.
Karantinada uzun süredir özlemini çektiğim lise dönemimden pek çok arkadaşımla da iletişime geçtim. Hatta eski iş yerimden… Tekrar iletişime geçmemizin bile bir tesadüf olmadığını düşünüyorum.
Bir yanda hayatın benimle ilgili planları var diğer yanda ise kendimle ilgili inandığım bir kehanet. Tüm bu macera için sabırsızlanıyorum ve bu gece bunun üzerine yazmak istedim. Kendime bu mini karantina notlarım belki devam eder ama bu tarz kendi kendime mini bir mektubu yine 1 yıl sonra yazabileceğimi düşünüyorum. Gelecek yıl yine bu tarz bir mektup yazarken Müşra’nın yeni hedefleri üzerine yazacağına eminim.
Kapatırken konuyu; sözlerine bayıldığım bu şarkıyı buraya kondurmak isterim.
Ormana kaçalım, arkamıza bile bakmadan….
MÜŞRA DEMİR
https://www.youtube.com/multibabydoll
https://instagram.com/multibabydoll/
https://www.instagram.com/crunkmag/