Nasıl Daha Sosyal Bir İnsan Olabiliriz?

Sosyal olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!

Günümüzün en büyük sorunlarından birinin bu “sosyallik” meselesi olduğuna inanıyorum. En klişe tabirle hepimiz çevrimiçi olarak her gün yüzlerce insanla sosyal haldeyiz ama iş “gerçek bir sosyalliğe” gelince günümüzde bunu istememek için listelenen pek çok sebep var. Instagram’da, Twitter’da, hatta TikTok’ta mükemmel selfie’ler ve paylaşımlarla dolu profilimiz var. Ancak, gerçek şu ki asıl bağlantılar çevrimdışı dünyada kuruluyor.

Aslında bu noktada sorunun temeline inmek gerek. Sosyalleşmek istiyor ama sosyalleşemiyor musunuz? Ya da sosyal bir insan değilsiniz ama bundan keyif almaya mı çalışıyorsunuz? Tüm bu farkların ve ince detayların sonuca ulaşmak konusunda çok önemli olduğunu unutmayın.

Mesela sorun aşırı heyecan ya da insanlarla nasıl konuşacağını bilmemekse, burada yıllardır en çok uyguladığım sistemi size açmanın vakti geldi. Bir persona yaratın!

Evet bir pop yıldızı gibi, bir sahne personası yaratın ve sosyal alanlarda ona geçin. Bu hem iletişimde daha kolay ve rahat bir insan olmanızı sağlayacak hem de sizin için sosyalleşmeyi ekstra eğlenceli bir oyun haline getirecek.

Aynı zamanda sosyal ortamlarda gerilenler, kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum: “Ben neden ya da kimden geriliyorum?” Yani sosyalleştiğiniz ortam tanıdıklarınızın olduğu bir yerse o insanların kafanızdaki yerini netleştirin. Kimse kimseden üstün değil, gerilmenin bir nedeni yok. Eğer tanımadığınız insanlarla dolu bir yerse bu harika, çünkü her zaman beni hiç tanımayan insanlara kendimi anlatmanın cazibesini çok ayrı bulmuşumdur.

Sosyalleşmede kendinizi entellektüel açıdan ne kadar beslediğiniz de önemli. Bu noktadan sürekli beslenmek demek; sosyalleşecek yeni alanlar, etkinlikler ve buluşmalar bulmak; aynı zamanda bu ortamlarda daha çok konuşacak konunuzun olması demek.

Tabii ki günümüz dünyasının farkında değilim sanmayın. Ekonominin her şeyi ve tüm sosyal keyfimizi sınırladığı yetmezmiş gibi ortada bir de sosyal medyada sıkça gördüğümüz sokakta gerçekleşen durumlar var. Bu noktada dışarı çıkmayı istememek gayet normal. Ama zaten sosyalleşmek, istemediğin halde “sırf sosyalleşmek için” her yere zırt pırt gitmek demek değildir. Bu en kaba tabirle bence eşittir hamallık.

Sosyal olmanın sadece dışa dönük ve neşeli olmakla ilgili olmadığını unutmamalısınız. İçsel denge ve kişisel refah da sosyal bağlantıların önemli bir parçası. Kendinize zaman ayırın, hobilerinize zaman verin ve kendi iç sesinizi dinlemeyi unutmayın. Unutmayın, bir ilişki ancak kendi içsel denge ve mutlulukla güçlenebilir.

Mesela sosyalliğe büyük bir açlıkla atılanların keyif aldığını düşünmüyorum. Yani “mecbur” olduğunuz için değil istediğiniz için sosyalleşiyor olduğunuz fikrini kafanıza yerleştirmeniz lazım.

Bir de ne zaman ayrılacağınızı bilme konusu var. American Horror Story Coven’da Fiona Goode’un dediği gibi: “Bir partiden her zaman ilk ayrılan kişi olurum.”

Yani sonuna kadar kalmanın anlamı yok, gizem havası her zaman önemlidir.

Sonuç olarak, kendimize zaman ayırmamız tabii ki önemli. Ama özellikle pandemi sonrası artan “arkadaşlarım mesaj attı ama ben evde ‘me time’ yapmayı seçtim” trendini tüm hayata yaymamak gerekiyor. Bir yerlerde bizimle aynı sosyalleşme imkanlarına sahip olmayan milyonlarca insan var. Hayatımızı bize verilen imkanlarla değerlendirebilmek ise bizim elimizde.

MÜŞRA DEMİR

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
İddialı çizimlerden bir fenomene: Yiğit Özçakmak röportajı