Hafta sonu için planlarım arasında Kurt Cobain: Montage of Heck belgeselini izlemek var. E malum, gayet fazlasıyla bulundurduğum grunge damarım daha da çok kabarmış durumda.
Takip edenler bilir hiçbir zaman bir Nirvana hayranı olmadım belki (iki ayrı önemli nokta var burada, ilki ilkokul ödevlerimden birini Nirvana üzerinden yapmış olmam, ikincisi ise nefret edip bolca taklitlerini yapmışlığım var). Ama söz konusu 90’lar,Seattle ve grunge kültürü olunca tabii ki bunu izlemem farz.
Neyse konumuz bu değil, tabii ki belgeseli izleyeceğim diye burada Nirvana konseri paylaşacak halim yoktu. Pek kıymetlim (ve tam da Nirvana’nın karşısında bir konumda yer alan) Pearl Jam denildiğinde akla ilk gelen konserlerden biri hiç kuşkusuz 1992 tarihli MTV Unplugged konseri. Pearl Jam, şu bayık Unplugged tarihinin yine enerjik ve kendisine has örneğini ortaya koyma başarısını gösteriyor.
Pek sevgili Eddie, her zamanki gibi yerinde duramıyor, sandalyesiyle ilginç atraksiyonlara giriyor, kah saçaklı saçlarını savuruyor… Ama biz böyle tapmadık mı ona? Yine harika ve kusursuz sesiyle bizi alıp götürüyor. (Bu arada tekrardan “Pearl Jam Türkiye’ye Gelsin” kampanyası ruhunuz kabarabilir, söylemesi…)
Benim için bu haftayı kapatan konser budur. Favorim State Of Love And Trust ve Porch performansları. Epik yahu epik.
İyi seyirler, iyi haftasonları…
MÜŞRA DEMİR