Podyumun asi çocuğuyla röportaj: Caspar Peteus

Şimdiye dek moda sektöründen pek çok isimle konuştum. Bunlar bloguma yeni yeni yansıyor tabii ama, Caspar Peteus kesinlikle konuştuklarım içinde en farklısı. Hem podyumda ve objektif karşısındaki duruşuyla hem de diğer çalışmalarıyla gerçek bir ilham kaynağı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sorulara verdiği yanıtlarda anladım ki, cool tavrı bir rolden de öte, gerçek kişiliği. Alçakgönüllü, üretmeyi seven, eğlenceli, kreatif ve sanatçı karakteri onu sektördeki pek çok meslektaşından ayırıyor. Bu kadar övgü sırf podyumdaki duruşundan ya da bir fotoğraf karesinden etkilendiğimden dolayı değil. Cevaplarını okudukça ve hayattaki duruşunun farkına vardıkça; sizin de aynı fikirde olacağınızı düşünüyorum.

 

Tüm bunlarla birlikte eminim ki, ilerleyen yıllarda adını daha sık duyacağımız biri, az sonra daha yakından tanıyacağınız Caspar Peteus:

CLICK HERE FOR THE ENGLISH VERSION!

 

İlk olarak Multibabydoll’e röportaj vermeyi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Kendisini anlatmaktan hoşlanmayan insanlardan mısın, yoksa düşündüklerini dile getirmekten mutlu olan bir insan mı?

İnsanlarla etkileşim kurmayı ve düşüncelerimi paylaşmayı severim, ancak beni tanımak biraz zaman alabilir. Derin sohbetlere rahat hissettiğim zaman girerim, ayrıca konuştuğum kişi veya kişilerin, onlara anlattığım şeyle gerçekten ilgilendiklerini hissetmeliyim. Bazı insanlar çok konuşur, ama aslında sizinle konuşmaz. Eğer anlattığım şeyin bir kulağından girip diğer kulağından çıktığını hissedersem, hiç zamanımı harcamam.

 

Modelliğe başlama hikayenin ötesinde, buna nasıl karar verdiğini merak ediyorum. Daha iyi şartlar için mi modelliğe başladın yoksa seyahat ve her ülkeden farklı şeyler öğrenme isteği miydi seni buna iten?

İlk kez Londra’da keşfedildim, 16 yaşındaydım. Bunun devamı gelmedi. Aşağı yukarı 2 yıl önce New York’a geldim ve bir ajansın bünyesine dahil edildim. New York oldum olası ilgi çekici gelmiştir, bu kez burada devam etme şansı buldum ve şimdi burada yaşıyorum.

 

Modelliğin seni zorlayan yanları var mı?

Zor olduğunu asla söyleyemem, yani benim için bu böyle. Muhtemelen yaptığım en kolay iş bu.

 

 

İşin arkadaş çevreni değiştirmeye sebep oldu mu yoksa kendi çekirdek ekibini yakınında tutmaya devam ediyor musun?

İşim dolayısıyla son 2 yılda gerçekten çok sayıda ilginç insanla tanıştım. Daha sık görüştüğüm altın değerinde birkaç insan var; ancak ülkemdeki eski dostlarım asla değişmez.

 

Açıkçası modelliğinin dışında en önemli özelliğinin resme olan yeteneğin olduğunu düşünüyorum. İlhamların neler?

Benim çok sayıda ilham kaynağım var, bir veya birkaç şey için ilham kaynağım diyemem. Kelimenin tam anlamıyla her şey, her kelime olabilir. Gece gündüz sürekli hayal kurarım, bu yüzden çoğu şeyin içimden geldiğini düşünüyorum. Estetiğe, şekle, yapıya ve ayrıntılara çok dikkat ederim. Gerçekten ama gerçekten güzel görünen şeyleri severim.

 

 

 

Bu resim çalışmalarında insanlara neyi göstermeyi amaçlıyorsun? Kendi iç dünyanı mı yoksa ifade etmek istediklerini mi?

Ben de bunu çözmeye çalışıyorum, belki de çözemeyeceğim. Etrafımı çevirdiğim insanlar buna daha rahat cevap verirler. Sadece bir şeyler yaratmayı çok seviyorum. 

Favori tasarımcıların kimler?

Vivienne Westwood. Dries Van Noten, Juun J ve Thom Browne, onun eserleri gerçekten alışılmışın dışında.

 

Erkek modasının tasarım adına kısıtlı bir yaratıcılık alanı sunduğunu düşünmüşümdür hep. Senin de herhangi bir çekim için giyeceğin kıyafeti beğenmeyip, çekimde bu ruh halini yansıttığın oluyor mu?

Giydiklerimi beğenmediğimi söyleyemem, yine de satın almayacağım veya giymeyeceğim parçalar olabilir. Sade şeylerdense çılgın setlerle çalışmak daha eğlenceli.

 

 

Podyumla olmakla objektifin karşısında olmak arasında ne fark var? Hangisi seni daha çok geriyor?

Podyum daha gergin ve hazırlık gerektiren bir yer. Orada aşağı yukarı 30 saniye bulunuyorsunuz. Şahsen, çekiminiz daha size odaklıysa biraz daha rahat oluyor. Artık gerildiğimi söyleyemem. Çok hızlı adapte oldum, ancak podyum bazen çok korkutucu olabiliyor. 

 

İşin pek çok şehri gezmeni gerektiriyor. En unutamadığın yer neresiydi?

New York dışında Santiago,Şili’nin güzel bir seyahat olduğunu söyleyebilirim. Sıradağlardaki kışlık harikalar diyarında çekim yapıyorduk…

 

 

Uzun saçların ve İsveç’ten çıkan ünlü müzisyenler düşünüldüğünde; ilk görüşte bir rockstar olduğun düşünülebilir. Müzikle uğraşıyor musun ya da uğraşmayı düşünür müsün?

Elimden geldiğince çok müzik dinlerim, devamlı yeni arayışlar içindeyimdir. Arkadaşlarımın çoğunun müziğe derinden ilgisi var ve icra da ediyorlar; bu yüzden müzik benim için önemli ve değer verdiğim bir şey aynı zamanda. Oldukça fazla fikir sahibiyim fakat henüz yeterince ciddi bir şekilde üzerine eğilmedim. Keşke bilgisayarla aram daha iyi olsaydı da fikirlerimi hayata geçirebilseydim…

 

 

Ressamlık ve modellik dışında bilmediğimiz başka bir yeteneğin var mı?

14 yıl tenis oynadım. Çok fazla yarışmaya katılıyordum ve bir gün profesyonel olmayı istiyordum. Arkadaşlarım birilerini canlandırma ve konuşmalarını taklit etme konusunda oldukça iyi olduğumu söyler. Dikiş ve terzilik konusunda da oldukça iyiyimdir. Okuldayken blazer ceket yapmışlığım var. Çok iyi soslar ve kıyafetler yaparım.

 

Çizimlerin bir gün bir kıyafet koleksiyonuna ilham olabilir mi senc e? Yoksa ikisini ayrı tutmayı mı tercih edersin?

Yaratıcılığın her boyutunda ve herhangi bir sanat dalında çalışmak isterim. Giyim kuşam ve tekstil konusunda birkaç fikrim var ve gerçekten mükemmel olabilirler. 

 

Modellikte asi bir duruşun olduğunu düşünüyorum. Senin için podyumların Jax Teller’ı demişler (Sons Of Anarchy dizisinin başrol karakteri) Gerçekten de asi misin yoksa bu sadece poz verirken mi böyle gözüküyor?

Beni bu tarz ve karakter için çok sık kullanıyorlar, sanırım görünümüm oldukça farklı ve istedikleri tarzda çok sayıda işler yapıyorum. Sanırım daha özgür ve olduğumdan daha isyankar olmak isterdim. Tabii kime sorduğunuza da bağlı. Bazı insanlar deli olduğumu düşünür, bazıları da çok sakin ve aklı başında olduğumu düşünür. Benim için sözün özü, kendine karşı dürüst olmak ve inandığın şeyi yapmak.

 

Seyahatlerinde playlist’ini hangi şarkılar işgal eder? Ya da resim yaparken?
Son zamanlarda sabahtan akşama kadar Intergalactic FM dinliyorum, dünyanın en iyi elektro/elektronik/wave/house/tekno/acid muzigi vs. çalan radyosu. İçinde bulunduğum ruh haline bağlı her zaman, beni bir şekilde kıpırdatmalı. 

 

Bir gün modelliği bırakıp, yine aynı sektöre objektifin arkasında olmayı düşünür müsün?

Fotoğrafçı olan birkaç arkadaşım var bu yüzden sahne arkalarında onlarla çalıştığım oluyor. Kısa bir moda filmi için set yönetmeni olarak çalıştım son zamanlarda. 

 

 

Giyim tarzını nasıl tanımlarsın?

Efor sarfettirmeyecek cinsten. Oldukça basit ama kaliteli ve rahat giyinmeyi severim. İyi kumaşa ve tasarımcıya saygım vardır, ancak bence tarz hangi markayı taşıdığınızı değil nasıl taşıdığınızı gösterdiğinizle alakalı. Moda ve balon gibi şişirilen şeylerin destekçisiyim diyemem. İnsanların modada çoğunluk trenine zıplama çabaları çok fazla. Çok az insanın yanına kar kalıyor. İnsanların kendilerine dürüst kalması her zaman en iyi görünümdür.

 

Seninle röportaj yapmadan önce ne sorabileceğime dair ufak bir anket yaptım. Ve erkeklerin neredeyse hepsi nasıl beslendiğini ya da hangi sporu yaptığını ısrarla sormamı istedi. Kısaca görüntü olarak sana imreniyor olabilirler! Formunu nasıl koruyorsun?

Haftada 6 kez, sabah spor salonunda antrenman yapıyorum. Herhangi bir diyet veya egzersiz programı uygulamıyorum, ancak şekerden ve b*ktan fast foodlardan uzak duruyorum. Büyüme çağımda çok aktif bir çocuktum, her sporu yapardım, bu yüzden fit ve aklı başında görünmem için vücudumu kullanmak durumundayım.

 

 

Kızlara sorduğumda ise hepsinin ilk gözlerine çarpan saçların oldu. Kestirmeyi düşünüyor musun? Ya da görüntünde radikal bir değişiklik yapmayı?

Şimdilik kesme planım yok, hala hoşuma gidiyor. Belki bir gün bir değişiklik isterim, ama o gün bugün değil. 

 

Kimsenin senin hakkında bilmediği, sadece Multibabydoll’e özel bir sır vermeni istesek?

Eğer sır tutmak istiyorsan, onu kendinden de gizlemelisin 🙂

 

 

 

MÜŞRA DEMİR

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
2020’nin En İyi Albümleri