Buraya koyduğum performanslardan, şu Audioslave Reunion’lı olanla birlikte kesinlikle en özeli bu. Açık ve net. Robert Plant gibi bir efsanenin canlı canlı döktürdüğü, Jack’in de enerjisiyle harika bir uyum yakaladığı Lollapalloza‘dan bahsediyoruz sonuçta!
Lollapalooza’nın Arjantin ayağı ( Bu arada bu ünlü Lollapalooza’ların organizatörü Jane’s Addiction‘ın Perry Farrell‘ıdır. Yıllardır en beğendiğim performanslar hep bu festival serisinde yaşanır o yüzden Farrell kişisini pek seviyorum.) pek efsane bir buluşmaya sahne oldu. Jack White‘ın yine pek “Lazaretto” olan sahnesine Robert Plant konuk oldu, üstüne The Lemon Song söyledi.
Ah Arjantinliler. Şu anda gözümde dünyanın en şanslı insanısınız.
Herneyse, Robert Plant ya da herhangi bir Led Zeppelin doğal mirasının yanına yakıştırabileceğim iki kişiden biri Jack. Bunun gerçekleşmesini hepimiz bekliyorduk, neyse ki oldu. Görünüşe göre bizi daha büyük projeler de bekliyor gibi. (Robert Plant kendisiyle bir albüm kaydetmek istediğini söylemişti. Bir de yeni Led Zeppelin albümü dedikoduları var) Jack’in çcoukluk ikonlarından biriyle aynı sahnede olduğu için çocuksu tavırlarına ayrıca vuruldum.
Konserin geri kalanına gelince, tipik bir ” aşırı güzel, bizde neden böylesi yok?” şeklinde bir Lollapalooza festivali. Yine The White Stripes/The Raconteurs/The Dead Weather‘dan tadımlık, Lazaretto’dan ise bolca şarkılar dinliyoruz. Ama bu sefer Latin ateşinden mi bilinmez konser pek bir ateşli. Kısacası defalarca izlemek için iştahımı müthiş şekilde kabartan bir konser oldu.
Sen çok yaşa Plant, sen çok yaşa White!
İyi seyirler…
MÜŞRA DEMİR