Klasik romantizm anlayışından benim gibi hoşlanmıyorsanız, tam kafanızdaki ideal çifti bulduğunuzda o filme bağlanmamanız imkansız. İşte o salya sümük sıkıcı romantizm anlayışından zerre öğe barındırmayan, yaşadıkları atmosferden giydikleri kıyafetlere kadar ilham verici bulduğum; sinemanın en karanlık ve eğlenceli 5 ilham verici aşkını sizinle paylaşmak istedim.
Sevgililer Günü‘nü yalnız ya da sevgiliniz/arkadaşlarınızla geçirecekseniz; ya da tamam Sevgililer Günü’nü unutun, koltuğunuza kurulup izleyeceğiniz farklı solukların peşindeyseniz listeye başlıyorum:
Morticia Addams ve Gomez Addams – The Addams Family / Addams Ailesi
Sanırım gözümde ideal aşk ve ilişkinin tanımını bu ikili oluşturuyor. İlk başta itiraf etmem gerek; bayağı bayağı bu filmdeki Gomez Addams karakteri hayallerimin erkeği figürünü başarılı bir şekilde çiziyor. (Evet brokar kumaşlardan takımlar giyen, ince mizah anlayışına sahip ve yine ipincecik bir bıyık ve yatışıtırılmış saçlarıyla 30’lu yıllardan fırlamış erkek figürünün hastasıyım. Dolayısıyla Jack White‘ın Get Behind Me Satan döneminin ve AHS Hotel‘deki James Patrick March karakterinin de hastasıyım) Morticia deseniz cool’luğu ve moda ikonluğuna varacak şıklığı ve çekiciliğiyle tam bir gotik kraliçe. Evet sanırım şu hayatta en çok Morticia’nın yerinde olmak istiyorum.
Elizabeth ve John – Nine and A Half Weeks / Dokuz Buçuk Hafta
Benim için bu filmin yeri çok ama çok ayrı. O puslu atmosferi, Mickey Rourke‘un o taş bebekten hallice gençliği (aah ah) ve Kim Basinger‘ın Barbie bebekliğiyle; e bir de üstüne aralarındaki harika elektriğin sosuyla unutulmaz bir filmdir bu.( hatta filmin incelemesi için buraya tık tık) Bir nesli derinden etkilemiş bu film aynı zamanda beyaz perdenin gördüğü en estetik işlerden bana göre.
Leeloo Dallas ve Korben Dallas – The 5th Element / Beşinci Element
Bilen bilir, bazı yerlerde mahlas olarak Leeloo Dallas‘ı kullanırım. Multibabydoll‘un “Multi” si de Leeloo Dallas Multipass‘dan gelmedir zaten. Yani filmi geçtim, karakterleriyle bile beni derinden etkilemiş olan bir film The 5th Element. Küçükken izlediğimde nasıl etkilendiysem, bugün 500. kez izlediğimde de aynı şekilde etkileniyorum. Milla Jovovich zaten neredeyse en beğendiğim kadın oyuncu diyebileceğim bir isim, Bruce Willis kim bilir kaç numaralı küçüklük aşklarımdan… Leeloo’nun çocuksuluğu ama yeri geldiğinde vahşileşmesi, hali tavrıyla hem sinema tarihinin en ikonik karakteri hem de bir numaralı ilham kaynağım. Aşkları ise beyazperdenin en eğlenceli ve güzel aşklarından. İzleyin, izletin.
Mickey ve Malory – Natural Born Killers / Katil Doğanlar
İki adet anti-kahraman ve bir de büyük aşk arıyorsak, sizi Natural Born Killers‘a alalım. Birbirlerini tamamlayan bu iki sevimli çatlak ruh eşi işledikleri cinayetlere rağmen onlardan nefret etmeyi bir kenara bırakın; kurbanlarla empati bile kuramıyoruz. Mickey ve Malory kesinlikle poster çiftlerimden biri.
Alabama ve Clarence – True Romance
Gerçek romantizm bu. Yani en azından bana göre bu olmalı. Alabama ve Clarence, yine “çocuksu ama yeri geldiğinde vahşi olan insanlara hayranlık duyma” kategorisinden kalbimin en değerli yerinde yer alan çiftlerden biri. Christian Slater ve Patricia Arquette‘nin gençliklerine hayran kalmamak elde değil. Özellikle Alabama’nın film boyu giydiği her şeyi istiyorum! Filmin bonusları ise Gary Oldman‘dan Brad Pitt‘e dek uzanıyor.
TV Bonusu: AHS Hotel – Kontes ve Donovan
Kontes’in belki de yarattığı tek saf aşkla dolu olan şey Donovan olsa gerek. Evet diziyi izledikçe yer yer deli etse de, erkek güzeli Matt Bomer’a kızmak ne mümkün! Muhtemelen TV dünyasının Carrie Bradshaw ve Mr. Big‘den sonra gördüğü en şık çift Kontes ve Donovan olsa gerek. Bir de üstüne inişli çıkışlı garip ilişkileri eklenince, bize de ara sıra o güzel kıyafetlerine tekrar bakmayı bahane ederek yeniden izlemek kalıyor.
Herkese güzel bir 14 Şubat diliyorum!
İyi seyirler!
https://instagram.com/multibabydoll/