4 Aralık, saat 01.01.
Ah öyle alelade yazmak içimden geldi. Peki şu an yazmaya başlamam bir işaret mi? Eh, biliyorsunuz deliye her şey işaret.
Yılı bitirmeye yaklaşırken, bu hayatta belki de disiplinle devam ettiğim 2-3 şeyden biri olan (disiplinin sizin için tanımına göre değişir) buraya mini bir rapor yazmasam olmazdı. Kendimi şarjı bitmiş bir telefon gibi hissediyorum. Şarjım yok, çökmüş durumdayım ama bir yandan da bir elektrik akışı vücuduma geliyor, bunun heyecanını hissediyorum. (Ay bunlar nasıl benzetmeler, Yılmaz Erdoğan, is that you???)
2024 benim için dev bir yolculuk oldu. Defalarca girdiğim -ve sonunda kazandığım- ehliyet sınavı, kurduğum işimin ciddiyetini anlamamı sağlayan ve öte yandan beni tamamen hayatın ve iş sürecimin akışından koparan -ve bana eski kurumsal günlerimi hatırlatan- bir hibe/mentorluk programı (minnettarım buna bu arada), bazı insanlar hakkında fikirlerimi sabitlemem, finansal sorumsuzluklarımın cezasını çekmem… Ama belki de en önemlisi 10 yıl önceki heyecanlarımı yeniden kazanmam oldu. 10 küsür yıl önce çok sevgili Yay burcu arkadaşıma bu websiteyi kurması için baskı yaptığımda bugüne kadar yazmaya devam eder miydim bilmiyorum.
10+ yıl önce buraya yazmak, benim editörlük kariyerimi de başlatmıştı. Aradan geçen yıllar içinde buraya ara ara yazmaya devam ettim. Ama sonrasında TikTok sayesinde aslında içerik üretmeyi ne kadar sevdiğimi tekrar anladım ve burası da sonunda daha düzenli ve hak ettiği ilgiyi görüp beni mutlu eden bir yer halini aldı. Evet bu yıl tek kelimeyle üstümden geçti. 2024 yılı Hulk ise ben Loki’ydim. (Benzetmeleri artık bırak Multi.)
Ama hala buraya sahip olduğumu düşününce tüm o yorgunluk geçiyor. Ve burayı okuyan “sen”. Her neye başladıysan “bırakma”. Gerçekten süreklilik bu hayatta sahip olabileceğimiz en iyi şey. Bir şeyi sürekli yapmaya devam etmek eninde sonunda meyvesini veriyor. Burası Amerikan filmlerindeki karakterlerin arada içine girip saklandıkları bir ağaç oyun eviydi benim için. Ama bugün yavaş yavaş aynı muhitteki insanların ilgisini çeken 3. nesil butik kahveci olma yolunda ilerliyor.
Bu yazıyı yazmaya başlarken kafamda neyi yazacağıma dair bile bir fikrim yoktu. Evet kendimi Carrie Bradshaw zannediyorum, evet fikirlerim önemli ama en önemlisi size bu yılı bitirirken gerçekten değerini anladığım şeyi bir kez daha yüksek sesle söylemeye dair duyduğum heyecan: SÜREKLİLİK. Başlayın ve bırakmayın. Her neye tutunuyorsanız… Çünkü o ünlü -ve çok sevdiğim- Soundgarden şarkısı Superunknown’daki gibi, “ultramega dev bir bilinmezlik” içinde dalgalanacaksak tutunduğunuz ip süreklilik olacak. Kendinize yarattığınız rutinler olacak. Her sabah içtiğiniz 1 bardak su da olabilir bu, 15 dakikalık spor da veya her sabah sticker attığınız arkadaşınız da. O rutini tutun. Tutun ve bırakmayın ki kaybolmayın. Benim 2024’ün tüm o karmaşasına ve tekrar kurumsal zehrine çekilmeye çalışılırken, arada dönüp bakıp gerçek Multi’yi unutmamı sağlayan bu blogu bırakmamam gibi.
Bir ağaç ev yapın ve orayı ziyaret etmeyi bırakmayın.
Burayı okuyan herkes, sizi çok seviyorum. 2025’te çok güzel şeyler yapacağım. Yapacağız.
Get yourself afraid
Get yourself alone
Get yourself contained
Get yourself control, control