*Başlıkta geçen The Red Shoes, harikulade bir filmdir. benim gibi tüm kırmızı sevenlerin sevmesi, ilham denizlerini taşırması kaçınılmazdır.
Yine hiç aklımda yoktu. (Son zamanlarda aslında herşeyin ‘aklımda olmaması gibi’) ama bana uzaktan göz kırptılar ve birdenbire alıverdim. Herhangi bir yalan yok herşey bu kadar hızlı oldu. Evet efendim, alışveriş arkadaşımın çok daha farklı bir ayakkabı için girdiği Bambi’den ben bu kırmızı botlarla çıktım. Mutlu muyum? Hem de çok.
Bana bayağı cayır cayır Grunge hissi verdiler hem de. Hem de bayağı bayağı. İlgilenenler ve bilenlerin aklına hemen aklına -kıymetlimmmm- Chris Cornell‘in 90’larda sahnede sıkça giydiği bordo postalları gelebilir. En azından benim aklıma hemen o geldi ve sonuç olarak hemen aldım.
Huh, aklıma gelenlerde bir parantez daha açmak lazım. Geçtiğimiz günlerde izleyip pek bir ah vah attiğim Buffalo ’66’daki Vincent Gallo’nun o harika kırmızı ayakkabıları da beni etkilemiş olabilir tabii ki, kim bilir… (Hatta kesin olabilir, kesinlikle bilinçaltı…)
Bir de çok sevdiğim Oz Büyücüsü masalında Dorothy’nin harika kırmızı ayakabıları vardı. Evet ne diyorduk bunlar hep bilinçaltı.
Her neyse, kırmızı ayakkabı tarihçesine bu kadar girdiğimize göre aklımdakileri dökmeye başlayabilirim.
Tabii söz konusu bu kadar kırmızı olunca hemen aklıma kırmızı slip dress’im geldi. Ve bir de kırmızı kilt eteğim. Sonuç olarak Spice Girls seçmeleri ile The White Stripes seçmelerine aynı gün giden kız halini aldım. Mutsuz muyum? Tabii ki hayır!
Aslında ille de siyah ya da kırmızıyla da kombinlenmek zorunda değil tabii ki. Buz mavisi jeanlerle de (özellikle de o tonlardaki bir mini kot şort ya da etekle), daha farklı tonlardaki elbiselerle de farklı etkiler yaratabilir.
Herşeyin ötesinde bot oldukça rahat. Yürümesi, ayakta duruşu oldukça konforlu. Biraz tam postalı andırmasından dolayı fazla belli etmiyor ama aslında topuklu. Yumuşak ve sağlam bir derisi var. Kırmızısı oldukça parlak bir bayrak kırmızısı. Bilek kısımları biraz dar tutulmuş bu yüzden skinny pantolonlar dışında etek ya da elbiselerle de kolay kombinlenebilir. Dizaynı birazcık Doc Martens’leri andırıyor ama dediğim gibi biraz topuklu olması onun avantajı. Bot konusunda tam bir Harley Davidson taraftarı ve koleksiyoneri biri olarak pek de renk çeşitliliğine gidememek beni üzüyordu bot konusunda. Bu benim için güzel bir seçenek oldu. Altları ise bol tırtıklı ve sağlam duruyor; yani kötü hava şartlarında da bol bol tercih edebilirim. Aynı botun siyahı da vardı, onu da alışveriş arkadaşım satın aldı.
Bambi’den ikinci alışverişim bu. Yine bir diğer oldukça rock chick botumu da oradan almıştım. ( Bkz. yazım…) Kısacası Bambi’yi pek sever oldum. Bakalım yaz için neler bulacağım. Alışverişte kalın…
MÜŞRA DEMİR