Travma Sonrası Albümü: Queens of the Stone Age – In Times New Roman…

Bu yaz modum oldukça yüksek çünkü tüm favori isimlerim masayı devirecek güçte olmasa da masada oldukça güzel duracak albümleri birbiri ardına çıkarıyorlar… Miley Cyrus, Foo Fighters ve şimdi Queens of The Stone Age…

Onları sevseniz de sevmeseniz de, QOTSA’nın modern rock’ın tanrılarından biri olduğu bir gerçek.

Son 25 yılda yaptıkları her iş bende tapma isteği uyandırsa da ebedi favorimin Songs for The Deaf olması bende çıtayı biraz yükseltiyor. Peki 2023 sürümlü yeni albümlerinden beklentim bu albüm mü? Tabii ki hayır, zira ben realist bir insanım.

Son albümleri Villains’ın üzerinden geçen 6 yıl beklentileri arşa çıkarmıştı. Hızlıca içeriğe bakarsak; açılış parçası Obscenery ikonik QOTSA elementlerini barındırıyor. Ardından gelen Paper Machete, Josh Homme’nin de belirttiği gibi Little Sister’ı fazlasıyla anımsatıyor. Tempoyu yavaşlatan ve 70’lerin psychedelic rock’ına ince bir selam gibi hissettiren Carnavoyeur, ne yazık ki single olarak da ilgimi çekmemişti.

Albümden yegane favorim ise Time & Place. Bir ayin tadında ve leziz.

Bu albüm için beni başından beri heyecanlandıran şey, prodüktör koltuğunda Rick Rubin’in oturmasıydı. Mark Ronson’ın yapımcılığını üstlendiği Villains daha çok ritmikken, efsanevi yapımcı Rick Rubin ise grubu tekrar kendi özüyle tanıştırıyor. Albüm şarkı sözleriyle, belki kısmen pandemiden (veya Homme’nin kendi hayatından ve son birkaç yıldır katlandığı kayıplardan) etkilenen depresyon, ölüm, intihar ve unutulmaya doğru yolculuk gibi bazı karanlık bölgeleri keşfediyor. Sözlerin ardındaki ilham ne olursa olsun, bu unsurlarla dinleyicinin merakını uyandırıyorlar.

Öfke, kefaret, depresyon, özeleştiri, ayağa kalkmak ve yoluna devam etmek… Neyse ki ortalamanın üzerinde 5 şarkı ve ana tema, bu albümü grubun kariyerinde özel bir konuma getiriyor. 2013’ün ‘Like Clockwork’ albümü gibi bu da bir travma sonrası albümü ancak hit eksikliği maalesef onu eleştirilere açık hale getiriyor.

In Times New Roman; favori restoranınızda sürekli söylettiğiniz ve bayıldığınız bir yemeğe yeni bir sos katılıp sunulması gibi. Ana malzeme kesinlikle aradığınız ve sevdiğiniz lezzet. Ancak sosu değiştirip değiştirmemek tamamen sizin damak tadınıza kalmış.

Albümü beğenmenin yanında ben tüm yaz QOTSA’yı canlı dinleyenleri kıskanmakla geçirmeyi planlıyorum.

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
Cool ama biraz da tanımsız bir ikon: Leigh Lezark