Yıl 2016 ya da 2017. Trainspotting 2 vizyona girecek. Heyecan zirvede. Trailer’da Silk’i duyuyorum ve işte bu diyorum! Ah, o bir şarkıyı suyunu çıkarmadan önce ilk keşfettiğiniz ana geri dönmek istemez misiniz siz de?
İşte benim Wolf Alice ile tanışmam böyle gerçekleşti. Sonrasında Wolf Alice denildiğinde favorim diyebileceğim bir şarkı daha katabildim zihnime. Beautifully Unconventional. Açıkçası o günden bu yana çok sık geri dönüp baktığım bir grup değildi Wolf Alice ama yıl 2021, hepimiz pandemi ile birlikte çok farklı kişileriz ve evet ben oturmuş ipek pijamamla Wolf Alice incelemesi yazıyorum!
Wolf Alice, Blue Weekend adlı “hipnotik” albümüyle karşımızda bu kez. Kozmik ve astrolojik kardeşim diyebileceğim (merhaba Ay çocuğu yengeç burçları!) Ellie Rowsell’in şekil değiştiren, hikaye anlatımı yeteneği bu albümde albümde shoegaze, folk ve indie pop ile birleşiyor.
Better Call Saul izleyenler bilirler, dizinin her bölümünde çalışmanın zevkine derinlemesine dalan en az bir genişletilmiş sahne vardır. Tipik olarak, sıradan bir görevi diyalogsuz özenle tamamlayan bir karakter görürüz. Tekdüze başlar, ancak sonunda çalışmanın saygınlığını nefes kesici sinematik şiire dönüştürerek ihtişamını verir. Benzer bir kimya Wolf Alice’in Blue Weekend albümünde mevcut. Baştan sonra sessizce çalışılan ve zirveye ulaşılan bir an!
Canlı performanslarını şimdilik pek beğenmesem de Ellie Rowsell albümde bir peri gibi geliyor kulağınıza. Komplocu fısıltılardan vahşi ulumalara kadar sesini her formatta görmek mümkün.
Albümün en iyilerinden Feeling Myself‘te “Ben neysem oyum ve bunda iyiyim” diyor ve aynı fikirde olmamak imkansız.
Albümden favorim tabii ki Smile. Ben bir tempo aşığıyım! Öte yandan melodisi beyne takılıp kalmayacak gibi değil. Bir diğer favorim ise içimde bir şeyleri koparan “How Can I Make It Ok?”.
Çok ısrar ettiniz hemen 3. favorimi söyleyeyim, Grrl Power döneminden çıkmış gibi gelen “Play The Greatest Hits” resmen yanıyor!
‘Blue Weekend‘ sadece Wolf Alice’in en iyi albümü değil. Kariyerlerinde bir mihenk taşı, uzun süre ortalarda olacak bir albüm – güçlerinin zirvesinde bir grubun tarih kitabını sağlamlaştıran bir belge.
‘Blue Weekend’, duygularıyla şenlenen bir albüm. Dinamikler sürekli değişiyor, genellikle aynı şarkıda hassas seyreklikten lüks ses zenginliğine geçiyor; ancak her şey olabileceği şeyin mutlak zirvesi gibi geliyor. Tizler yükselir, riffler daha boğuk hale gelir ve ‘The Beach II’ yaklaştıkça, potansiyelin herhangi bir saniyesinden asla çekinmemek için duyulabilir şekilde seçilmiş bir albümle baş başa kalırsınız. Kısaca: Görkemli.