Tanrııım, yılın en sevdiğim bölümüne; güneşli pırıl pırıl günlere geçiş yapıyoruz! Tüm kış feragat ettiğimiz ketçap mayonezlerin; pizzaların, hamburgerlerin mükafatını alıp tek kat elbiselerimizi ya da şortlarımızı gururla giyeceğimiz; güneş gözlüğümüzü gözümüzden çıkarmadığımızda garip bakışlara maruz kalmayacağımız günlere geliyoruz (hatta geldik!) Tabii ki yeni sezon demek pek çok “istiyorum”lar demek ve benim her zamanki gibi “istiyorum”larım yine uzayıp gidiyor.
İlki bir önceki sezonda da istiyoruuum diye bağırdığım ancak bu sezona kalmış olan Cat Eye (kedi gözü) gözlükler! Ama tabii ki bu işin bu kadar sürüklenmesinin bir nedeni var. Zira yüzüme ve tarzıma uygun olanını bulmak zorundaydım. İnternetten nasıl denemeden güvenip alabiliyorsun böyle şeyleri demeyin, vallahi oluyor; beceriyorum yani. Neyse ne diyordum; sonunda istediğimi buldum. Hem de İtalya’daki bir vintage butikten. Bunun adı aşk arkadaşlar. Ancak attığım mesaja aldığı yanıt hem Türkiye’ye gönderim yapmadıkları hem de henüz online olarak satışa sunmadıklarıydı. Ama ben bunu kabul edip pes ettim mi? Tabii ki hayır! Gelecek hafta tıpış tıpış gönderiyorlar ve bu gözlüklerden siyah olan benim oluyor. Evet, inatçıyım.
90’lar sevgim malum. Dolayısıyla choker’lar benim için olmazsa olmaz. Beni choker’lara boğsunlar. Hazır bu kadar da popüler olmuşken her renginden edinmeye çalışıyorum. (Tabii almanıza gerek yok, choker öyle güzel bir şey ki kendiniz de yapabilirsiniz. Mesela ben atmadığım lisedeki kalem kutumun kenarına bağladığım kadife kurdeleden gittim kendime choker yaptım. 5 yıl önce boynuma bağlayacağım aklıma gelmemişti o ipi. Misal!) Ben daha çok bol halkalı punk ya da grunge çizgisindeki chokerlardan hoşlanıyorum. Henüz şu sıralar pek bir popüler olan paket ipi bağlamaca trendine ısınamadım. Choker sevgim kendisini ayakkabılarda da gösteriyor.
Bu sezon Alexander Wang‘in steam punk etkili ayakkabılarına hasta olmuştum, benzerlerini pek çok marka da çıkardı ancak bunlar bile oldukça pahalı. Tabii olası bir festival görürsem almak için gömerim.
Topuklu topuklu topuklu! Kendimi onsuz hayal edemiyorum tabii. Bol bantlı bir ayakkabıyı, içimdeki Coven ruhunu açığa çıkarmak üzere iki yazdır istiyordum, kısmet bugüneymiş. Gelsin, bir post olur tabii. Bu yazın üniforması da bu ASOS ayakkabılar olacak benim için.
Bu yaza elbise konusunda özellikle Free People çalıştım. Yani bu da demek oluyor ki böbrek ve akciğer dekoltesi olan elbiseler söz konusu. E tişörtlerimi zaten biliyorsunuz, “Çin mafyasının elinden son anda kaçmış” havasını her daim üzerimde taşıyorum. Bralette denen olayın daha korse biçimlilerine göz koydum şu sıralar. Free People‘dan buldum yine tabii.
Hemen her gün irili ufaklı kargolar geliyor ve her gün bir poşet telaşı yaşanıyor. Artık aldığım her şeyin poşetini ofisteki çekmeceye attığım için sıkıntı çekmiyorum ve sağolsun Watsons’ın devasa torbaları işimi görüyor ancak artık şekil şemal ve güzel görünme açısından çantama atacağım minik bir bez çanta olsun istiyorum. Etsy’de bir butikten bulduğum ve 60’ların ünlü simalarının yer aldığı Some Groovy People çantasına bayıldım. Ama aslında internetteki baskı sitelerini kullanıp kendi çantamı yapabilir miyim diye de düşünüyorum. Fiyat-performans ve “değer mi?” araştırmasını yapıp ona göre kararımı vereceğim.
Geç gelen American Horror Story fanlığım bir geldi tam geldi. Kendisi The Walking Dead’den sonra arşivlediğim ikinci dizi olma şerefine erişti. Bu Funko Pop bebeklere de ayrıca taptım. Dizinin her karakteri inanılmaz ikonik ve unutulmaz olunca insan bu bebekleri edinme isteği duyuyor tabii. Şimdilik Coven sezonundan Misty Day ve Fiona Goode ile Hotel’den Mr. March’ı sipariş ettim. İlerleyen zamanlarda da Hypodermic Sally’yi koleksiyonuma eklemek istiyorum.
Ay çok yazdım. Daha bu liste uzar gider tabii, alınacak çok şey var ve benim hala giyecek tek bir eşyam bile YOK! Neyse negatif enerji benim işim değil, pozitif düşünün.
Alışverişle kalın!
MÜŞRA DEMİR
https://instagram.com/multibabydoll/